Akademisyenler, 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri Ve Alınması Gereken Önlemler Konulu Konferans Verdi
tha – KTÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Can ALTUNIŞIK ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan ERSOY’un konuşmacı olarak katılımıyla düzenlenen “6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri/Trabzon İçin Deprem Riski ve Alınması Gereken Önlemler” konulu konferans, Hamamizade İhsan Bey Kültür ve Sanat Merkezi’nde, İlçe Belediye Başkanları, Meslek Odaları Temsilcileri, akademisyenler, öğrenciler ve basın mensuplarının iştirakiyle gerçekleştirildi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan program, protokol konuşmaları ile devam etti. Günün anlam ve önemine binaen selamlama konuşmalarını yapan Rektör Prof. Dr. Hamdullah ÇUVALCI “Bugün, Üniversitemiz personeli tarafından deprem bölgesinde yapılan saha gözlemleri ve Trabzon’da deprem riski ile çözüm önerilerini dinlemek için burada toplanmış bulunmaktayız. Üniversitelerin birincil görevi olan eğitim-öğretimin yanı sıra toplumsal olaylara destek sağlamak ikinci asli görevidir. Asrın felaketinde buradan birinci gün, beş kişilik bir AFAD ekibi ve ikinci gün, Sivil Savunma ekibi çıkardık. Hasar tespiti ve adli soruşturmalar noktasında halen bizden bilirkişi isteniyor. Maalesef gördük ki deprem değil, binalar öldürüyor. Binaları, insanlar yapıyor. Yani insan faktörü… Sonuçta bilim ve tekniğe dayanıyor. Sadece müteahhit değil, onu yapan işçi, belediye görevlileri, siyasetçiler, yapı kontrol, satın alan insan bile sorumlu… Deprem sonrasında, Cumhurbaşkanlığı uhdesinde çalışma grupları oluşturuldu. Bir grubun başkanı da Prof. Dr. Ahmet Can ALTUNIŞIK Hocamız. Bu, Üniversitemiz ve Trabzon için de övünç ve gurur kaynağı. Deprem konusunda deneyimli hocalarımız var. Her türlü desteğe hazırız.” dedi.
Sunumlar ile devam eden programda ilk sözü alan Üniversite Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Can ALTUNIŞIK “Dünya literatürüne girecek bu büyük deprem, inşallah ülkemiz, hepimiz için bir milat olur. Dünya literatürüne baktığımızda, bu derecede ikiz depremin yaşandığı durum çok nadirdir. Depremin en büyük ve insanların yaşamını yitirmesine neden olan en önemli göstergelerinden bir tanesi de derinliğidir. Burada depremin derinliği 7 km. civarındadır. Derinliğin sığ olması, enerjinin bir an önce yeryüzüne çıkmasına ve bizim onu çok büyük bir şekilde hissetmemize neden oluyor. Ülkemizin coğrafi konumuna baktığımızda, 1999 depreminden bugüne kadar olan depremlerin hepsi sığ depremlerdir. Bu nedenle ülkemizdeki depremleri, diğer ülkelerdeki depremler ile karşılaştırırken ve ‘Acaba ülkemizde teknolojik olarak bir zafiyet var mı?’ sorusuna yanıt ararken depremin oluşma mekanizmalarının ülkelerden ülkelere farklılık gösterdiğini hesaba katmak gerekmektedir. Çok büyük bir fay kırıldı. Bazı kaynaklara göre 300 km. bazı kaynaklara göre 500 km. fay uzunluğunun kırıldığı belirtiliyor. Bu, müthiş bir mesafe…” dedi. Konuşmasının sonunda “Depremde şunu gördük ki eğer bir bina, kötü bir zemine inşa ediliyorsa büyük problemdir. Malzeme ve donatı kalitesi çok önemli. Binanın girişindeki dükkân katları, binanın davranışını çok etkiler. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’ne uygun olarak inşa edilmiş, maksimum 6-7 katlı binaların, depremlerde kesinlikle hasar alacağını düşünmüyorum.” sözlerine yer vererek başta Rektör olmak üzere Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekibi, TÜBİTAK ekibi, Üniversite İnşaat Mühendisliği Bölümü ile Yapı Teknik Daire Başkanlığı ekibi ve farklı ekiplerden katılan kişilere teşekkür eden Prof. Dr. Ahmet Can ALTUNIŞIK’ın ardından sözü alan ve depremin tetiklediği afetler üzerine sunum yaparak Kahramanmaraş Depremi özelinde deprem tetikli afetler olan sıvılaşma, yanal yayılma, kaya düşmesi ve heyelan konularına değinen Üniversite Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan ERSOY konuşmasında “Özellikle Artvin bölgesinde deprem sonrasında kaya düşme vakalarının attığı görüldü. Bu deprem, Trabzon’un belirli bölgelerinden, kilometrelerce öteden, arada Doğu Anadolu Fayı olmasına rağmen hissedildi. Trabzon’u etkiledi.
Hatta kaya düşme vakalarını da etkilediği yönünde çalışmalar yapıyoruz… Kahramanmaraş Depremi muhtemelen dünya tarihinin yaşadığı, büyüklüğünü şiddete bu denli çeviren bir depremdi. Bu noktada deprem sırasında tetikleyicilerden en önemli bir tanesi, sıvılaşma etkisi olmaktadır. Binanın, yapısal olarak hiçbir problemi olmamasına rağmen sıvılaşma etkisi dolayısıyla 1,5 metre battığı örneğine şahit olduk ve bu bina ağır hasarlı. Bir de yanal yayılma var. Alttaki sıvılaşabilir zeminin etkisiyle yanal yayılma örneklerini de bölgede gördük. Yanal yayılma, yüksek katlı binaları fazla etkilemiyor ama karayollarında büyük deformasyonlara yol açıyor. Asıl uzmanlık ve araştırma alanımız kaya düşmesi ve heyelan konusunda ise Adıyaman’da kütle hareketlerinin meydana geldiğini ve yolu kapattığını gördük.” sözlerine yer veren Prof. Dr. Hakan ERSOY’un sunumunu tamamlamasının ardından KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah ÇUVALCI, konuşmacılara plaket takdim etti. Hatıra fotoğrafı çektirilmesinin ardından program sona erdi.